
Dünyada en sık rastlanan jinekolojik kanser türlerinin; yumurtalık, rahim ve rahim ağzı kanseri olduğunu belirten Prof. Dr. Ali Ayhan, gelişmemiş olan ülkelerde rahim ağzı kanserine daha sık rastlandığını, gelişmiş ülkeler ve Türkiye’de ise rahim kanserinin en sık görülen jinekolojik kanser olduğunu söyledi. Kanserle Dans Derneği, “Dünya Jinekolojik Onkoloji Günü” kapsamında, dünyada her yıl yüz binlerce kadının hayatını kaybetmesine neden olan jinekolojik kanser türlerine dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak amacıyla Ankara’da bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Doğum Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Ali Ayhan, toplantıda jinekolojik kanserlerde son durum, risk faktörleri ve yeni tedaviler hakkında bilgi verdi.
“2020 yılında kadınlarda en sık görülen kanserlere baktığımızda, meme kanserleri birinci sırada yer almaktadır. Kalın bağırsak kanserleri, akciğer kanserleri ve rahim ağzı kanserleri (serviks kanseri) ile tiroit kanserleri takip etmektedir. Yine endometrium dediğimiz rahim içi kanserleri, mide kanserleri ve yumurtalık kanserleri de dünya genelinde sıralamaya giriyor. Bu verileri iki yıl önceki verilerle karşılaştırdığımızda, rahim ağzı kanserleri ikinci sıradan dördüncü sıraya gerilemiştir.
Bunun temel nedeni ulusal bazda yapılan arama-tarama ve aşılama uygulamaları olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla bu tür programların uygulanmasıyla rahim ağzı kanserlerinin hemen hemen elimine edilebileceğini artık dünya da kabul etmiş durumda. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de bu konuda eliminasyon programı başlattı. Henüz eradikasyon programı aşamasında değil. Eliminasyon programında elde edilen katot değeri yüz binde 4 olarak değerlendirildi. Bizim ülkemizde rahim ağzı kanserleri yüz binde 4 şeklinde gidiyor, henüz ülkemizde bu oran yüz binde 5’e çıkmamıştır. Bu bakımdan DSÖ önerilerine göre ülkemizde rahim ağzı kanserleri elimine edilmiş durumdadır.”
Rahim içi kanserleri Türkiye’de en sık görülen jinekolojik kanser türü
Serviks kanserinde (rahim ağzı kanseri) 2020 yılında 2 bin 500 yeni vaka görüldüğünü ve bu vakalardan bir kısmının kaybedildiğini belirten Prof. Dr. Ali Ayhan, diğer kanser türlerinin vaka sayıları ile ilgili olarak, “2020 yılında 4 binden fazla yeni yumurtalık kanseri tanısı konuldu. Rahim içi kanserleri gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde en sık görülen jinekolojik kanser türüdür. Yılda 5 binin üzerinde yeni vaka var. Bu kişilerden de kaybettiğimiz oluyor ama hayat kaybı burada daha düşük. Çünkü bunları erken tanıma olanağımız var” bilgisini verdi.
Türkiye’de rahim ağzı kanseri için bir aşılama programı olmadığını ancak başka ülkelerde olduğunu anlatan Prof. Dr. Ayhan, “Genellikle bu aşıları yaptırma çağı okul çağı aşılardır. Yani 11-13 yaş, 9-13 yaş arasında yapılan aşılardır. Henüz ülkemizde okul çağı aşısı şeklinde program kabul edilmiş durumda değil ama aşı ülkemizde de satılıyor. 26 yaşına kadar kendi imkanlarınızla yaptırabilirsiniz. Mevcut aşıların rahim ağzı kanserinden koruma oranı yüzde 70 civarındadır. Yeni aşılarda bu oran yüzde 90’a çıkabilecek” dedi.
Genetik kanserlerin tedavisinde de ilerlemeler var
Prof. Dr. Ali Ayhan, kanserlerin genetik yatkınlığına ilişkin açıklamalarda da bulundu. Prof. Dr. Ayhan, genetik kanserlerin genel kanserler içerisindeki payının yüzde 5 ile yüzde 10 arasında olduğunu kaydederek, “Diğer yüzde 90 ise sporadik kanserlerdir. Başka bir deyişle önlenebilen kanserlerdir. O yüzden diyoruz ki, sigara içmeyin kanseri engellersiniz. Alkol almayın, minimuma düşürün, hayat tarzınızı iyi ayarlayın yani obeziteden kaçının. Helikobekter pylori, zamanında tedavi olun, mide kanserinden kaçınmış olursunuz. Aşı olun, enfeksiyonları elimine edin diyoruz ” diye konuştu. Genetik kanserlerin önlenmesinde ve tedavisinde de ilerlemeler olduğunu, çeşitli çarelerin sözkonusu olabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Ayhan, gen bazlı tedavileri bunlar arasında saydı.
Çok küçük işaretler bile doğru teşhise yardımcı olabilir
Jinekolojik kanserlerde aile öyküsü, yaş, yaşam stili, doğurganlık, sigara kullanımı, obezite ve sosyo-ekonomik faktörlerin en önemli risk faktörleri olduğunu vurgulayan Gürkan, “Dünya Jinekolojik Onkoloji Günü’nde gerçekleştirdiğimiz bu bilgilendirme toplantısı ile amacımız; hastalarımızın ve yakınlarının en doğru bilgiye ulaşmalarını sağlamak, bu alandaki yeni geliştirilen tedavi yöntemlerinden haberdar olmalarını sağlamak ve tedavi süreçlerinde yanlarında olabilmek. Farkındalık gerçekten çok önemli çünkü jinekolojik kanserlerin tedavisinde erken tanı en önemli unsur. Kadınların jinekolojik muayenelerini düzenli olarak gerçekleştirmeleri ve hekimleri ile açık iletişimde olabilmeleri çok değerli. Bazen çok küçük diyebileceğimiz işaretler bile doğru teşhise yardımcı olabilmektedir. Özellikle aile öyküsü olan kadınlarımızın mutlaka yıllık hekim kontrollerini ve jinekolojik taramalarını aksatmamaları gerekmektedir” diye konuştu.
Yorum yazabilmek için oturum açmanız gerekir.